Fütüristik Diplomasi Notları

1-Diplomasi, Henry Kissenger

Bölüm: Yeni Dünya Düzeninin Yeniden Değerlendirilmesi 

“Bush’un Demokrat halefi Başkan Bili Clinton “demokrasiyi yaygınlaştırma” temasını açıklarken, Amerika’nın amaçlarını benzer terimlerle dile getirmiştir: 

“Yeni bir tehlike ve fırsat döneminde, başlıca amacımız, pazar ekonomisine dayalı demokrasilerin dünya topluluğunu genişletmek ve kuvvetlendirmek olmalıdır. Soğuk Savaş sırasında, özgür kurumların yaşamasına yönelen bir tehdidi sınırlandırmak peşinde olduk. Şimdi, o özgür kurumlar altında yaşayan ulusların içinde bulunduğu çemberi genişletmek istiyoruz. Çünkü bizim düşümüz, dünyadaki her kişinin fikir ve enerjisini, birbiriyle işbirliği yapan ve barış içinde yaşayan başarılı demokrasiler dünyasında ifade edebileceği bir gündür.”

“Böylece, bu yüzyılda üçüncü kez olarak Amerika kendi iç değerlerini bütün dünyaya uygulayarak yeni bir dünya düzeni kurma niyetini ilan etmiş oldu. Yine üçüncü kez, Amerika uluslararası sahneye hakim görünüyordu.

“Gerçekte, söz konusu düzen, halen doğumdan önceki cenin gibidir ve nihai şekli, gelecek yüzyıldan önce görülecek gibi de değildir. Kısmen geçmişin uzantısı, kısmen hiç görülmemiş bir şey olacak olan yeni dünya düzeni, kendisinden öncekiler gibi, üç soruya cevap olarak ortaya çıkacaktır: Uluslararası düzenin temel birimleri nelerdir? Birbiriyle etkileşim araçları hangileridir? Uğruna etkileşim yapılacak amaçlar nelerdir? 

“Uluslararası sistemi oluşturan birimler, niteliklerini değiştirdiği zaman, kaçınılmaz bir şekilde bir karışıklık dönemi başlıyor. Otuz Yıl Savaşları büyük ölçüde, gelenek ve evrensellik taleplerine dayanan feodal toplumlardan, raison d’état’ya dayanan modern devlet sistemine geçişle ilgilidir. Fransız Devrimi Savaşları, ortak dil ve kültürle tanımlanan ulus-devlet sistemine geçişe işaret eder. XX. yüzyılın savaşları, Habsburg ve Osmanlı imparatorluklarının dağılması, Avrupa’ya egemen olma iddiası ve sömürgeciliğin son bulması dolayısıyla çıkmıştır. Her geçiş döneminde hak gibi görünen şeyler, birdenbire tarihsel bir hata haline geldi: XIX. yüzyılda çokuluslu devletler, XX. yüzyılda ise sömürgecilik gibi.

“Bu yazı yazıldığı sırada, iki yüzyılda meydana gelen büyük Rusya imparatorluğu dağılma aşamasındadır.” 

“Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Orta Asya Cumhuriyetleri’nde İran ve Türkiye rollerini artırmak peşindedirler. Fakat hakim jeopolitik hamle, eskiden Moskova tarafından kontrol edilen bütün topraklarda üstünlüğü sağlamak için Rusya tarafından yapılmıştır. Rusya barı- şın korunması adına bir nevi vasilik kurma çabası içinde olup, “reformcu” bir hükümetin iyi niyeti üzerinde dikkatini odaklayan ve jeopolitik bir gündemle karşılaşmak istemeyen Birleşik Devletler buna göz yummaktadır. Amerika, Baltık devletleri dışındaki cumhuriyetlerin uluslararası bir kabul görmesi için çok az şey yapmıştır. Yüksek düzeydeki Amerikan yetkililerinin bu ülkeleri ziyareti çok az ve seyrektir; yardım en alt düzeyindedir. Toprakları üzerindeki Rus birliklerinin mevcudiyetine ve hatta hareketlerine de çok ender olarak karşı çıkılmaktadır. Moskova, de facto imparatorluk merkeziymiş gibi davranmakta ve kendisini bu pozisyonda görmektedir.” 

“Dramatik tarihi boyunca Rusya, Batı’nın geri kalan bölümünden tamamen farklı bir yönde yürümüştür. Rusya’nın hiç bağımsız bir kilisesi olmamıştır; Reformasyon, Aydınlanma, Keşifler Çağı’nı kaçırmış, modern pazar ekonomisini hiç bilememiştir. Demokratik deneyimi olan liderleri azdır. Yeni cumhuriyetlerdeki gibi hemen hemen bütün Rus liderleri, komünizm zamanında yüksek konumlar elde etmiş kişilerdir; çoğulculuğa meyletmek ilk içgüdüleri olmadığı gibi, sonuncusu da olmayabilir.

2-Casey Michel, Rusya’nın Geleceği: Rusya’nın geleceğine dair beş senaryo, Atlantic Council

1- Putin’in Devam Etmesi 

“ABD başkanı Donald Trump iktidara geri döner ve (Ukrayna’ya) yardımı keserse. Bu, Putin’e uzun zamandır özlemini çektiği eski Rus kolonilerinin hakimiyetini sağlayacaktır.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde ve Putin için öngörülemeyen sağlık endişeleri olmadığı takdirde, bu senaryo ne yazık ki bu makalede sunulan gruplamaların en olası olanıdır. Rusya’daki içsel faktörler göz önüne alındığında -en azından Rusya’nın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana deneyimlediği her şeyden daha fazla can kaybı yaşamasına rağmen, iç tepki eksikliği- Putin’in Ukrayna’da açık bir askeri yenilgiyle karşılaşmadığı sürece öngörülebilir gelecekte devam edemeyeceğini düşünmek için çok az neden var. Rus ekonomisi açık mücadeleler gösterse de, çöküşe yakın görünmüyor.”

2-Milliyetçilerin Yönetimi ve Yükselişi

Rusya’nın son aşırı sağ darbe girişimini deneyimlediği zamandan farklı olarak -1991’de Sovyet KGB’sinin Mihail Gorbaçov’u devirme çabasının başarısızlığa uğramasının ardından- Putin’in kleptokrasisinin yerini alacak milliyetçi bir rejimin yükselişini memnuniyetle karşılayan, hatta bundan mutlu olan açık bir seçmen kitlesi var. Prigozhin sayesinde böyle bir senaryo artık göz ardı edilemez. Ve eğer başarılı olursa, Putin’in faşist yalpalamasının yerine, efsanevi bir Rus “ulusunu” geri getirmeyi ve hem içerideki hem de dışarıdaki tüm düşmanları hedef almayı temel alan açık Rus faşizmi geçecektir. Rossiskii ulus-devleti kavramı – daha geniş, heterojen bir Rusya Federasyonu – özet olarak russkii etnosuna ve saflaştırılmış, dokunulmaz, etnik olarak Rus bir halkın geri getirilmesine odaklanılarak değiştirilecektir.”

3-Teknokratik Sıfırlama 

Nikita Kruşçev’in 1964’teki devrilmesini anımsatan sahnelerde , bir iç darbe Putin’i iktidardan uzaklaştırır. Şimdiki eski başkanı Rus büyüklüğünün yeniden canlandırıcısı ve imparatorluk seleflerinin değerli bir varisi olarak kutlayan yeni rejim, yine de Putin’i bir kenara iter, ona Karadeniz sarayında yaldızlı bir emeklilik teklif eder ve eski başkanı asla kovuşturmayacağına dair söz verir (ancak bu söz en yakın müttefikleri için geçerli olmayabilir).”

4-Demokratik Rusya

“Özellikle Batı’dan gelen küresel baskı dayanılmaz hale geliyor. Ve, kasalar boşalırken, ulusal ekonomi sallantıda, eski nesillere önceki ekonomik yıkımın anılarını geri getiriyor. Yeni bir şeyin zamanı geldi. Sonunda, bu neo-emperyal hayalleri rafa kaldırmanın zamanı geldi. Ve sonunda, demokrasinin zamanı geldi.

Karşılaştırmalı imparatorluk oluşumunu ve özellikle de imparatorluk çöküşünü inceleyenler için bu tanıdık bir hikayedir. Bu, 1910’larda İrlandalı cumhuriyetçiler ve 1940’larda Hintli vatanseverler tarafından bozulan Britanya İmparatorluğu’nda görülen bir oyun kitabıdır. Yirminci yüzyılın ortalarında Cezayir ve Vietnam’daki başarısızlıklarla hırpalanan Fransa’da görülen bir hikayedir. Lizbon’un güney Afrika imparatorluğunun kalıntılarının nihayet bağımsızlığa kavuştuğu 1970’lerde Portekiz’de görülen bir hikayedir . Bu , Avrupa imparatorluklarının daha önce deneyimlediği, imparatorluk duygusunun kalıntılarını ve eski imparatorluklardaki kalan rövanşist eğilimleri etkili bir şekilde öldüren bir hikayedir .

Ve şimdi, Ukrayna’nın zaferleri, Putin’in ardışık başarısızlıkları ve yaklaşan ekonomik yıkım sayesinde, hikayeyi deneyimleme sırası Rusya’da. Ve Rusya, tıpkı diğer eski Avrupa imparatorlukları gibi, hayal kırıklığına uğratmıyor. Gerçekten de, Rusların kendilerinin üzerine inşa edebileceği bol miktarda reformist tarih var. Sonuçta, Rus tarihindeki demokratik değişimin en dikkat çekici anlarından bazıları -1860’larda serfliğin sona ermesi1900’lerin başında Duma’nın kurulması- yabancı savaşlardaki askeri yenilgilerden sonra geldi.”

5-Kaos, İç savaş ve Sömürge Özgürlükleri

“Acımasız emperyal geçmişini kabul etmeyi reddeden, hatta sömürgeci olarak rolünü kabul etmeyi reddeden, çevredeki ulusları yok eden ve tüketen bir ülke her zaman patlayacaktır. Sonra coğrafi genişliğini, çöken ekonomisini, anlamsız bir emperyal savaşta patlayan ölüm sayısını, emperyal metropoldeki her türlü egemen meşruiyetin çöküşünü ve uzun süredir gömülü sürtüşmeleri ve hayal kırıklıklarını aniden ülke genelinde dalga dalga yayıldığını hesaba katın. Moskova’nın istikrarlı eli altında birleştiği varsayılan bir ulus aniden parçalanır, aniden paramparça olur, etno-milliyetçi çizgiler boyunca parçalanır – ondan önceki diğer imparatorluklarda olduğu gibi, sömürgeci ve sömürgeleştirilen arasında parçalanır. Kaos ulus boyunca yayılır ve hiçbir bölgeyi ve hiçbir aileyi dokunulmadan bırakmayan bir anarşi, toprak parçalanması ve şiddet karışımına dönüşür.

Böyle bir senaryo, 2023’ün bakış açısından bakıldığında hayal ürünü, neredeyse fantastik görünebilir. Ancak bu, Rusya’yı 1910’ların sonu ve 1920’lerin başında sarsan bir senaryodur . Bu, Sovyetler Birliği’ni 1980’lerin sonu ve 1990’ların başında dağıtan bir durumdur . Ve Putin ve müttefiklerinin Ukrayna’daki başarısızlıklardan çöken ekonomiye, azınlık nüfuslarının hedef alınmasına ve bazı durumlarda terörize edilmesine, hatta Rusya’nın herhangi bir sömürge suçu işlediğini kabul etmeyi reddetmesine kadar inşa ettiği çakmak taşı göz önüne alındığında, böyle bir senaryonun Rusya’da bir kez daha ortaya çıkmaması ve imparatorluk genelinde bir kez daha çılgın bir kırılma ve kan dökülmesinin yaşanmaması için çok az neden var.

Gerçekten de, özellikle Ukrayna ve ekonominin ikiz başarısızlıkları hızla devam ederken, bu giderek daha kolay hayal edilebilen bir senaryo. Belki Çeçenistan’da , giderek daha sağlıksız hale gelen Ramzan Kadirov görevdeyken ölür ve halefi için yaşanan iç çekişme üçüncü bir Çeçen Savaşı’na dönüşür. Belki Tataristan’da , gaziler komiteleri ve yerel öğrenciler hem Moskova’nın Tatar piyadelerini işe almasını hem de Tatar kimliğini boğmasını protesto etmek için bir araya gelir ve Kremlin, başarısız bir stratejiyle protestoculara ateş açar ve Tataristan’da daha geniş bir sömürge karşıtı hareketi tetikler. Ya da belki Sakha’da, işsiz Sakha erkekleri Rus hidrokarbon altyapısının kontrolünü ele geçirip fonların sömürgeleştirilmiş ülkelerine iade edilmesini ve 1990’ların başında kabul ettikleri egemenliği talep ederler.”