Suriye iç savaşının artık sonuna gelindiğinde rejim otoritesinin güney bölgelerde büyük ölçüde dağılması Suriye’nin bazı bölgelerinde yeni bir güç boşluğu yarattı. 2024 sonu–2025 başı itibarıyla bu boşluğun en belirgin şekilde doldurulduğu yerlerden biri, İsrail’in Golan Tepeleri çevresine ve hatta tampon bölgenin dışına doğru ilerlettiği askerî yapılanmalar oldu. Uydu görüntülerine dayanan araştırmalar, bölgede yalnızca taktik konuşlanmaların değil, açık biçimde kalıcı üs özellikleri taşıyan üslerin oluştuğunu ortaya koydu.
Bu gelişme, Suriye’nin güneyinin yalnızca çatışma sonrası düzene değil, bölgesel güvenlik dengesine ve Türkiye’nin uzun vadeli jeopolitik hesaplarına doğrudan etki eden bir konu hâline gelmektedir.
2025’e ait bulgulara göre İsrail, hem BM gözetimindeki tampon bölgenin içinde, hem de tampon dışındaki bazı Suriye yerleşimlerine ne yazık ki askerî noktalar kurmuş durumdadır. Yazıda verdiğimiz kaynaklara göre tampon bölge içindeki askerî noktalar ve tampon bölge dışındaki konuşlanmalar şu şekildedir:
Tampon Bölge İçindeki Askerî Noktalar;
-Jubata al-Khashab
– Qurs al-Nafal
– Al-Qahtaniyah
Tampon Bölge Dışındaki Konuşlanmalar:
– Kwdana –
Al-Shajara
– Maariya
– Abidin
– Tulul al-Humr
– Al-Hamidiyah
– Mantara Barajı çevresi
Uydu görüntüleri bu noktalarda İsrail’in ne yazık ki -şimdilik- kalıcı unsurlar kurduğunu göstermektedir..
Bu konuşlanmalar bölge halkına ve demografisine ve ayrıca bölge güvenliğine olumsuz anlamda etki etmektedir. Ev yıkımları, tarım arazilerinin boşaltılması ve nüfus hareketliliği gibi unsurlar bölgedeki sivilleri ciddi biçimde etkilemektedir. Uluslararası hukuk bağlamında ise Golan Tepeleri’nin statüsü 1974 Ateşkes Anlaşması gereği askersiz olması gereken tampon bölge olmakla birlikte askerî yapılaşma olması, anlaşmanın fiilen delinmesi anlamına gelmektedir. Bu da İsrail’in bir kez daha hukuk tanımazlığını gözler önüne sermektedir.
TÜRKİYE AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
a) Yeni Göç Baskısı: Yerinden edilen halk kuzeye doğru hareket edebilir.
b) Suriye’nin Toprak Bütünlüğü: İsrail’in güneyde fiili kontrol alanları oluşturması bu ilkeyi zayıflatmaktadır.
c) Bölgesel Güvenlik Dengesi: İran–İsrail rekabeti üzerinden yeni güvenlik kırılmaları oluşabilir ve bu da bölgede yeni bir çatışmayı tetikleyebilir.
KAYNAKLAR:
